Bülent Öztürk – arsaVev Yönetim Kurulu Başkanı
İlk konut sahipliğinde bu kadar büyük sorun varken bunun için atılan her adımı, her eylemi çok değerli buluyorum. İnşaat sektörünün içerisinden geçtiği süreç, enflasyonist yapı ve ekonomik koşullar o kadar zorlayıcı ki, devletimiz iyi niyetli bir şekilde gerçekten insanların konut sorununu gidermek adına belli hamleler yapıyor. Ancak bunları bugün çok hızlı bir şekilde sonuçlandıramıyor. Devlette devamlılık esastır. Bu işin başlaması demek, devletimiz tarafından tamamlanacağı anlamına gelir. Bu nedenle her yapılan yeni proje, vatandaşın uygun fiyatlı barınma ihtiyacının çözülmesine katkı sağlıyor. Gecikmeleri bugünkü ekonomik koşullara bağlayarak bir sorun olarak görmüyorum.
“KİRA FİYATLARINDA DÜŞÜŞ 2-3 YILI BULABİLİR”
Türkiye’deki konut satış fiyatları ve kira bedellerinin yüksekliğinin en temel nedeni yeni konut üretiminin ihtiyacın altında olmasıdır. Yoğun bir sosyal konut arzı belki çok ani bir düşüşe neden olmaz. Konut üretimi sonuca ulaştığında, yani konutlar yapılıp kiralandığı veya yaşam başladığı anda bu gerilemeler beklenir. Ancak talebin daha fazla noktaya dağılması, konut satış fiyatlarının biraz duraksamasına veya gerilemesine neden olabilir. Kira fiyatlarının düşmesi de 2-3 yılı bulabilir.
“SOSYAL AYRIŞMA YARATMAZ”
Türkiye’de çok merkezlerde yaşayan bir toplumuz. Ancak dünya geneline baktığımızda, gelişmiş Avrupa ülkelerinde veya Amerika Birleşik Devletleri’nde insanlar şehir merkezlerinden daha uzak çeperlerde yaşıyor. Bugün metropol kentlerimizde de önemli yerleşim alanlarının şehrin dışına doğru kaydığını görüyoruz. Bu yüzden artık toplumda bu olgu yavaş yavaş kabul ediliyor. Merkezde yaşamak zorunda olmadığımız kanıksandı. Bu nedenle, bu durum bir sosyal ayrışma yaratmaz.
Son dakika haberi… Sosyal konutta şartlar belli oluyor… Uzmanlar tavsiye verdi Konutlar nerelere yapılacak İşte tüm detaylar…
“240 AY VADE ÇOK BÜYÜK FEDAKARLIK”
240 ay vadeli konut, ülkemizin ekonomik dinamikleri açısından çok büyük fedakârlık… Son yıllardaki süreçleri takip edecek olursak, 240 ay yani 20 yıllık bir dönemde hangi orana tabi olursa olsun, vadeli almak çok daha avantajlı. Hele hele memur zammı oranlarıyla bir faizleme kulağa çok büyük fırsat gibi geliyor. Çünkü bugün peşin alımlarda, aldığınız konutu da hemen teslim alamayacağınız için, 2-3 yıl da yapım süreci olacağı için vadeye yaymanın yatırımcı açısından çok daha faydası olacağını düşünüyorum. Üstelik bu 1-2 yıl daha yüksek faizin ve enflasyonun böyle seyredeceğini düşünürsek, sadece evin bugünkü peşin değeri birkaç yıl sonra bile aslında çok büyük bir rakama gidebilir. Yani bugün yatırımcı parasını konuta peşin yatırmak yerine mevduat faizine yatırdığında belki taksitlerin büyük bir kısmını mevduattan karşılayacak, yani taksitle alınması bana göre çok daha avantajlı olacaktır.
“TÜRKİYE’DE EN BÜYÜK ARSA STOKU DEVLETTE”
Sektörün tüm tarafları aynı masada toplanmalı. Bu sadece TOKİ’nin önünü alabileceği bir durum değil. Yıllık 650-700 bin konut ihtiyacından bahsettiğimiz bir noktada, özel sektörün ve müteahhitlerin de sürecin içerisinde etkin rol oynaması gerekiyor. Ancak burada müteahhitleri etkileyen en önemli sorunlardan biri, arsa fiyatlarının yüksekliği. Bugün Türkiye’deki en büyük arsa stoku devletimize aittir. Devletimiz, kendine ait olan arazilerde özel teşebbüsle daha motive edici iş birlikleri yaparsa, müteahhitler çok daha düşük maliyetlerle konut üretebilir ve doğal olarak da vatandaş erişilebilir konut sahibi olabilir. Bu nedenle, devletimiz bu arzı tek başına karşılayamaz. Karşılamamalı… Süreç, özel sektörün teşviklerle desteklenmesiyle yönetilebilir. Ayrıca, devletin kendi arsa stoku ile ilgili çok akılcıl hamlelerde bulunması gerekmektedir.